Haberler
Haberin detayını görmek için tıklayınız..
- 05-02-2025_14:52:59

Kanser hastalıkları hakkında farkındalık yaratmak, erken teşhis-tedavinin önemini vurgulamak ve tedavi sürecine herkesin eşit şartlarda ulaşabilmesini sağlamak amacıyla her yıl şubat ayının dördüncü günü Dünya Kanser Günü olarak anılır. Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Görkem Aksu konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kanser aslında vücudumuzda olan hücrelerin anormal çoğalmasıdır. Mutasyon geçiren hücrelerin çoğalıp belli bir organa yerleşmesi, o organda tahribat yapması daha sonra da kan damarları ya da lenf nodları yoluyla metastaz yapması ile oluşmaktadır. Aslında insanın vücudunda her gün kanser hücreleri oluşur ama savunma hücrelerimiz bunları yok eder. Savunma mekanizmasından çeşitli nedenlerle kaçabilen bazı hücreler (karaciğer, akciğer, meme, beyin vs.) bu bölgelerde çoğalıp bir süre sonra organın fonksiyonunu bozarlar. Kanserin ölüm nedeni de mevcut olduğu organdaki fonksiyon bozukluğudur.
Erkeklerde en sık görünen kanser türü prostat kanseriyken kadınlarda meme kanseridir. Sigara kullanımının yoğun olması nedeniyle, daha sonra akciğer kanseri gelmektedir.
Tedavi aşaması kanserin evresine ve türüne göre değişiklik göstermektedir. Cerrahi tedaviler daha fazla ön plandadır. Sık görülen kanser türlerinden örnek verecek olursak prostat kanserinde cerrahi ya da radyoterapi tedavisi uygulanır. Meme kanserinde cerrahi tedavi mutlaka ana tedavidir, bundan sonra kemoterapi verilebilir. Meme koruyucu ameliyat yapılıyorsa radyoterapi verilebilir gibi. Yani aslında 3 tedavi vardır; cerrahi, radyo terapi ve kemoterapi.
Hastaların kanser tedavisi sonrasında en dikkat etmesi gereken şey sağlıklı yaşamdır. Beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri, stresli yaşamdan uzak durmaları, enfeksiyonlardan kendini korumaları sigara ve içki gibi kansere neden olduğunu bildiğimiz alışkanlardan vazgeçmeleri, egzersiz yapmalarını önermekteyiz. Obezite kanserin neredeyse büyük çoğunluğundan sorumludur.
Erken teşhis, her kanser için hemen hemen önemlidir. Ülkemizde, KETEM (Kanser Erken Teşhis ve Kanser Tanı Merkezi) bulunmaktadır. Bu merkezlerde belli aşamalarda kişilerin mamografileri, kadınların jinekolojik muayeneleri, dışkıda kan takipleri, erkeklerde kolonoskopi, PSA (Prostat Spesifik Antijen) takibi gibi öneriler yapmaktadır. Örnek verecek olursak; ciltte anormal görünen bir ben görülmesi, büyüyüp, kaşınması durumunda cilt doktoruna gösterilmesi, kadınların belli bir yaştan sonra mutlaka, belki aralıklarla mamografi çektirmeleri, jinekolojik muayenelerinin düzenli olarak yıllık takibe alınması çok önemlidir.
Kocaeli Üniversitesi Onkoloji Hastanesi bölgenin en büyük onkoloji merkezidir. Bu hastanemizde 40’ a yakın onkoloji hastası yatarak tedavi görmektedir. Günde 100’ e yakın hasta radyoterapi , 100-150 arası hasta kemoterapi tedavisi almaktadır. Günde 300-350 arası hasta muayene edilmektedir. Onkoloji merkezimizde hastaların muayene olmaları, yatarak tedavi görmeleri, kemoterapi, tomografi ve ultrasona ulaşmaları bölge için büyük kolaylık sağlamaktadır. Hastalar bina dışarısına çıkmadan, hastanede işlemlerini gerçekleştirebilmektedirler.
Psikiyatri bölümü kendi içerisinde hastalarımıza destek vermektedir.
Hastanemizde tedavisi açısından, kemoterapi, radyoterapi, cerrahi imkan açısından dünyadaki her türlü imkana sahiptir. Bunun dışında kanserin önlenmesi, erken teşhisi ya da hastalık sürecinde kullanacak ilacı belirlemek için, genetik testler, biyolojik incelemeler, araştırmalar yaptığımız genetik laboratuvarımız mevcuttur. Bunun dışında Klinik Araştırmalar Birimimiz bulunuyor. Burada kansere yönelik yeni tedaviler ile ilgili çalışmalarda hocalarımız görev alıyor. Kök hücre genetik alanındaki çalışmalarla hem erken tanı hem kanserin alt tipinin, uygun tedavilerin belirlenmesi, özetle onkolojik tedavi açısından yapılması gerekenlerin hemen hemen tamamı burada yapılabiliyor.
Kadınların özellikle elli yaşından sonra, yılda bir kere mamografi çektirmeleri, jinekolojik muayenelerini mutlaka her yıl yaptırmaları gerekmektedir. Erkeklerin 50 yaşından sonra mutlaka PSA takiplerini düzenli olarak yaptırmaları, belli aralıklarla kolonoskopik, endoskopik takiplerin yapılması, herhangi bir şüphe duyumunda erkenden hekime başvurulması çok önemlidir. Kanser erken teşhis edildikten sonra korkulacak bir hastalık değildir. Erken teşhis edilen kanserlerin büyük çoğunluğu tamamen iyileşebilir. Özellikle akciğer ve mide kanseri türünde erken teşhis edilen kanserlerin büyük çoğunluğu tamamen iyileşebilir. Bunun dışında en önemli şey sigara ve obezitedir. Sigara başlı başına tüm kanserlerin %30’undan sorumludur. Yani sigarayı bırakmak kanser riskini %30 azaltmaktadır. Diğer yandan obezite de kanser olma riskini arttırmaktadır. Kanser riskini azaltmak için çocukluk çağımızdan itibaren egzersizi hayatımıza dahil etmeliyiz.